DÜNYA LENFOMA FARKINDALIK GÜNÜ (15 Eylül)
'Erken Teşhisle Lenfomadan
Kurtulun'
Lenfoma Farkındalık Günü, 15 Eylül 2004 yılında kabul edilmiştir.
Çoğu zaman grip gibi belirtiler gösteren lenfoma, erken teşhis ve gerekli
tedavilerin uygulanması halinde tamamen iyileşme sağlanan bir kanser türü
olduğu için lenfoma konusunda bilinçlenmek son derece önem arz etmektedir.
Lenfomalar,
lenfoid dokularda doğal olarak bulunan lenfosit adı verilen hücrelerden
gelişen,
klinik olarak yavaş seyreden formlardan çok agresif seyirli
formalara kadar geniş bir yelpazede izlenebilen bir dizi kötü huylu
lenf bezi hastalığıdır.
Bağışıklık sistemimizin önemli bir bileşeni olan lenf bezleri, vücudumuzun enfeksiyon hastalıklarına karşı direncini sağlar. Lenfomalar, lenfosit adı verilen hücrelerden gelişen kötü huylu lenf bezi hastalıklarıdır.
Lenfoma Belirtileri Nelerdir?
Lenfomanın en yaygın belirtileri; lenf bezlerinde büyüme, sebebi bilinmeyen ateş, gece terlemeleri, açıklanamayan kilo kaybıdır.
Erken teşhis hayat kurtarır!
Lenfoma
(lenf kanseri) erken teşhis edildiğinde ve gerekli tedaviler aksatılmadan uygulandığında
iyileşme sağlanabilen
bir kanser türüdür.
Vücudumuzun
değişik bölgelerinde
bulunan ve enfeksiyon hastalıklarına karşı vücudumuzun direncini sağlayan
lenf bezleri, bağışıklık sistemimizin önemli bir bileşenidir.
Lenfoma
(lenf kanseri) tedavisinde psikolojik destek her kanser tedavisinde olduğu gibi
önemli ve gereklidir.
LENFOMA
Lenfoma, lenf bezi kanseridir.
Hastalık, genellikle lenf bezlerinden ve bazen de herhangi bir organdan köken
alan heterojen bir grup kanser türüdür.
Lenf bezi kanserleri Hodgkin ve Hodgkin Dışı Lenfoma olmak üzere iki alt
tiptir.
Bunların da kendi içinde çok sayıda alt grupları bulunmaktadır.
Lenfoma Nedenleri
• Genetik,
• İmmünsupresyon,
• çevresel faktörler,
• infeksiyöz ajanlar (virüsler, bakteriler) kimyasal ve fiziksel ajanlar,
• radyasyon,
• kemoterapi,
• kollajen doku hastalıkları,
• bağışıklık sistemi bozulması ve
• bağışıklık sistemi hastalıkları lenfoma GELİŞME RİSKİni artırmaktadır.
» Lenf bezesinde büyüklük (boyun, koltuk altı, kasık vb),
» vücutta 38 derece ve üzerinde ateş,
» kilo kaybı,
» gece terlemesi,
» ciltte kaşıntı,
» halsizlik,
» yorgunluk,
» düşkünlük ve
» tutulan organa ait herhangi bir BELİRTİ görülebilir.
Lenfoma tedavi edilebilir bir hastalıktır.
Bir taraftan kanser tedavi edilirken diğer taraftan kanseri önleyici girişimler
hayata geçirilmelidir.
Lenfoma kür şansı olan yani tedavi sonrası tekrarlamayacak kanserlerden
biridir.
Güncel ilaç ve ışın tedavileri ile bazı lenfoma türlerinde %95’e kadar başarı sağlanabilir.
Ağır seyreden bazı lenfomalarda ise kök hücre nakli ile yüksek başarı oranları
sağlanabilir.
Lenfoma tedavisinde dünyadaki ve Türkiye’deki çalışmaların amacı lenfomanın
tansiyon, şeker vb. kontrol edilebilen kronik bir hastalık haline gelmesidir.
Lenfoma Tedavisi
Lenfoma tedavisinde eskiden sıklıkla hastane ortamında damardan verdiğimiz ilaç dönemi artık yerini
evde, işyerinde ağız yoluyla alınabilen ilaç dönemine bırakıyor.
Yani artık bazı lenfoma tiplerinde yeni bir döneme giriyoruz.
Bazı lenfoma hastalarını artık ağızdan alınan haplarla yüksek başarı oranları ile tedavi ediyoruz.
“Akıllı ilaçlar” dediğimiz moleküller sayesinde yan etkilerin çok azaldığı ancak etkinliğin bir o kadar
arttığı yeni bir tedavi dönemindeyiz.
Kök Hücre ve
Genetik Çalışmaları
Pek çok hastalıkta olduğu gibi lenfomada da kök hücreler ve genetik çalışmalar
umut verici düzeyde devam etmektedir.
Genel hastalıktan ziyade hasta bazlı tedaviler gündemde olacaktır.
Artık bireyselleştirilmiş tedavi çağındayız.
Hastanın ve hastalığının fotoğrafını çekip ona göre tedavi planlama şansımız
var.
Bireyselleştirilmiş
Tedavi Planı
Lenfoma; aynı tip ve evreye sahip hastalar arasında bile belirgin farklılıkların
görüldüğü heterojen bir hastalık grubudur.
Hastaya doğru tedaviyi, doğru dozda, doğru zaman ve sıklıkta vermek asıl hedef
olmalıdır.
Bu bağlamda "bireyselleştirilmiş tedavi" dediğimiz daha güvenli, daha etkin
ilaç ve tedavilerin hastanın genotipi ve bireysel gereksinimine göre verilmesi
hedeflenmelidir.
Düzenli Aralık ve
Yeterli Dozda İlaç Tedavisi
Lenfoma tedavisinde yaşam süresi için en önemli
göstergelerden biri ilk aylarda aldığı ilaçların toplam dozudur.
Bu bağlamda uygun aralıklarda (iki, üç hafta) yeterli dozda (önerilen doz) ilaç
almak gereklidir.
Bu nedenle iki veya üç hafta aralıklarla verilen tedavi sürelerini tıbbi
zorunluluk olmadıkça geciktirmemeye gayret edilmelidir.
Ülkemizde Dünya
Standartlarında Tedavi Şansı
Tedavide amaç ya yaşam süresini uzatmak ya da yaşam kalitesini artırmaktır.
Bu bağlamda Türk tıbbında çok ileri düzeydeyiz.
Hastalığın tedavisi için gerekli her türlü ilaca ve destek tedavilerine ulaşmak
mümkün.
Bazı batı ülkelerinde geri ödemede olmayan ilaçlara dahi ülkemizde makul sürede
ulaşabiliyoruz.
Lenfoma
Tedavisinde Psikolojik Destek
Lenfoma tedavisinde hastalara psikolojik destek her kanser tedavisinde olduğu
gibi önemli ve gerekli.
Psikolojik destek alan hastalar daha umutlu yaşadıkları ve hayata daha olumlu
baktıkları için hastalığın tedavisinde başarı şansı da artıyor.
Çünkü psikolojik olarak güçlü olan hastalar hem tedaviye daha uyumlu hem de
kendilerine ve sağlıklarına daha özenli yaklaşıyor.
Öte yandan psikolojik destek tedavileri immün (bağışıklık) sistemi
güçlendirmekte, tedaviye uyumu artırmakta ve tedavinin başarısını artırmakta ve
sonuçta kanseri yenmede önemli olmaktadır.
Şeker Hastaları
ile Lenf Kanserleri
Diabetes mellitus yani halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen tablo insan
sağlığı üzerine çeşitli olumsuz etkilere neden olmaktadır.
Dünyada lenf bezi kanserlerinde artış görülmektedir.
Yakın zamanlarda yayınlanan çalışmalar, şeker hastalığının birçok kanser
riskini artırdığını göstermektedir.
Şeker hastalığı olan kişiler normal sağlıklı kişiler ile karşılaştırıldığında,
lösemi, lenfoma ve myeloma gibi kan, kemik iliği ve lenf bezi kanserleri gibi
birçok kanser için risk faktörü olduğunu göstermektedir.
Dünyanın çok saygın dergilerinden biri olan "Blood" son sayılarında
Prof. Dr. Jorge J. Castillo şeker hastalığının lenfoma, lösemi ve myeloma gibi
lenf bezi ve kemik iliği kanserler gelişme riskini artırdığını bildirmektedir.
Lenfoma Hastaları
Yaşam Tarzlarını Değiştirmeli
Rochester üniversitesinden Dr. Marshall Lichtman çalışmasında "Başarılı ve
süreğen kilo kaybı gelecekte lösemi, lenfoma ve myeloma gelişimriskini
azaltmaktadır".
Bu nedenle kilo kontrolünün süreklilik arz etmesi çok önemlidir.
Sağlık Bakanlığının obezite ve sigara ile mücadele programları da lenfoma ve
diğer kanserlerden korunmak için son derece önemli.
Obezite ile mücadele için
hem spor hem de düzenli yeme alışkanlığı edinilmelidir.
Lenfoma hastalarının hayata sıkı sıkıya bağlı kalmaya çalışmalarının, aile ve
arkadaş çevreleri ile daha sıcak ilişkiler içinde bulunmalarının hastalık ile
mücadelede çok önemli avantaj sağladığını biliyoruz.
Lenfoma hastaları tıbbi gereklilik olmadıkça toplumdan kendilerini
soyutlamamalıdır.
Hastaların gelecek kaygısı nedeniyle kariyer planlamalarından vazgeçmemeleri,
sevdikleri işleri yapmaları, sevdikleri yemekleri yemeleri yani hayatı
olabildiğince normal akışında yaşamalarını öneriyoruz.
Önemli Mesajlar:
• Lenfoma
Dünyada ve ülkemizde sık görülen bir kan hastalığıdır.
• Diyabeti
olanlar kan ve lenf bezi kanserleri bakımından daha dikkatli kontrol edilmeli.
• Düzenli
ve sağlıklı yaşam koşulları ve kilo kontrolü Lenfomadan korunmak için önemli.
• Kişiye
özel tedavi planlaması” Lenfomada tedavinin başarısını artırıyor.
• Lenfomada
“ Yeni akıllı ilaçlar” yüksek başarı ve düşük yan etkileri dikkat çekiyor. Ağız
yolu ile alınan ilaçların uygulamasının pratik olması da önemli avantaj
sağlıyor.