ULUSLARARASI İŞİTME ENGELLİLER HAFTASI (23-29 Eylül)
İşitme kayıpları, annenin geçirmiş olduğu hastalıklar, kullandığı bazı ilaçlar, bebeğin yoğun bakımda kalma durumu, düşük doğum ağırlığı, ağır sarılık geçirmesi, kalıtsal/kalıtsal olmayan hastalıklar gibi doğumsal ve doğumsal olmayan birçok nedene bağlı olarak oluşmaktadır.
Kulak enfeksiyonları çocuklarda yetişkinlere göre daha yaygındır.
Tedavi edilmeyen kulak enfeksiyonları işitme kaybına sebep olabilir.
Birkaç gün içinde kendiliğinden geçmeyen kulak ağrısı, kaşıntısı veya akıntısı olması halinde çocuğunuzu mutlaka hekime götürün.
İşitme kaybı çocuklarda sosyal-gelişimsel becerilerde ve konuşmada gecikmelere sebep olabilir.
Çocuğunuzda tekrarlayan kulak enfeksiyonu varsa tedavide gecikmemelisiniz.
Bakanlığımız tarafından yenidoğan ve ilkokul 1. sınıfa giden çocuklara yönelik işitme tarama programlarını yürütmektedir.
Erken tanı ve müdahale ile çocuklarınız işiten yaşıtları ile aynı gelişim seviyelerini yakalayabilir.
İşitme Taramalarını zamanında yaptırmayı unutmayın.
ULUSLARARASI İŞİTME ENGELLİLER HAFTASI
İşitme kaybına yol açan faktörlerin % 50′si önlenebilir. Bakanlığımızca yapılan sağlık taramalarıyla işitme kayıpları erken dönemde saptanarak engelliliğin önüne geçilir.
Çeşitli hastalıkların komplikasyonu ile ortaya çıkan işitme kaybı riski aşılama ve hijyen programları aracılığıyla azalır.
Dünyada işitme engeline ve bu alana yönelik yasal düzenlemelere dikkat çekmek ve halkı bilinçlendirmek amacıyla 23-29 Eylül Haftası “Uluslararası İşitme Engelliler Haftası” olarak kabul edilmiştir. İşitme kayıpları, annenin geçirmiş olduğu hastalıklar, kullandığı bazı ilaçlar, bebeğin yoğun bakımda kalma durumu, düşük doğum ağırlığı, ağır sarılık geçirmesi, kullandığı bazı ilaçlar, kalıtsal/kalıtsal olmayan hastalıklar gibi doğumsal ve doğumsal olmayan birçok nedene bağlı olarak oluşmaktadır.
Ülkemizde yılda yaklaşık 1.000.000’ a yakın bebek doğmakta ve her bin bebekten 2-3’ü işitme kaybı ile dünyaya gelmektedir. Çocukluk döneminde geçirilen hastalıklar, kulak enfeksiyonları, kazalar ve kullanılan bazı ilaçlar nedeniyle bu oran geçici işitme kayıplarıyla birlikte %6’ya kadar çıkmaktadır. Ülkemizdeki işitme engelli sayısına ilişkin verilere baktığımızda; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca oluşturulan Ulusal Engelli Veri Sisteminde kayıtlı ve hayatta olan engelli sayısı; 1.414.643’ü erkek, 1.097.307’si kadın olmak üzere 2.511.950 olduğu görülmekte ve bunların 179.867’sini işitme engelliler oluşturmaktadır.
Devletin görevi öncelikli olarak engellilikten korumak olmakla birlikte engellilerin toplumdaki varlıklarını kabul etmek ve hayatlarına kolay şekilde devam ettirebilmelerini sağlamaktır. Dünya Sağlık Örgütü işitme kaybına yol açan faktörlerin %50′sinin önlenebilir olduğunu bildirmektedir. Engellilikten korumak amacıyla yapılan çalışmaların en önemlisi “sağlık taramaları”dır. Sağlık taramaları erken tanı ve tedavi için kullanılan en iyi yöntemlerden biridir. Bu nedenle çocukların yenidoğan döneminde ve okul çağında işitme taramalarından geçmesi son derece önemlidir.
Sağlık Bakanlığı olarak bizim önceliğimiz işitme kayıplarını erken dönemde saptayarak tedavi ve rehabilitasyonunu sağlamak ve bu yolla engelliliğin önüne geçmektir. İşitme kaybını erken dönemde belirlemek amacıyla ülkemizde Ulusal İşitme Tarama Programları yürütülmektedir. Bu kapsamda yenidoğan tüm bebeklere ve ilkokul 1. sınıfa giden çocuklara işitme taramaları yapılmaktadır.
Yenidoğan bebeklerimize 81 ilimizin kamu, üniversite ve özel hastanelerin yer aldığı tarama merkezlerinde işitme taraması gerçekleştirilmekte, taramadan şüpheli tespit edilen bebekler referans merkezi dediğimiz ileri tanı ve tedavi merkezlerine sevk edilmektedir. Yine ilkokulun 1. sınıfa giden çocuklara, belirlenen protokoller çerçevesinde, işitme taraması konusunda eğitimli sağlık personeli tarafından okullarda işitme taraması gerçekleştirilmekte, sorun saptanan çocuklarımız kulak burun boğaz uzmanlarına yönlendirilmektedir. Tarama kapsamındaki bebek ve çocukların tümüne ulaşılması hedeflenmekle birlikte her yıl yaklaşık 2.000.000 civarı bebek ve çocuğa taranmakta ve ortalama yılda 2500-2800 yenidoğana işitme kaybı tanısı konmaktadır.
Amacımız; “erken tanı, tedavi ve rehabilitasyon” anlayışı ile çocuklarımızın yaş ve zekaca yaşıtları olan sağlıklı çocuklarla eşit koşullarda yaşamlarını sürdürebilmelerini sağlamak ve sağlıklı bir nesil oluşturabilmektir.