DÜNYA İNME GÜNÜ (29 Ekim)
İnme önlenebilir ve tedavi edilebilir bir
hastalıktır.
Kol ve bacaklarda ani başlayan tek taraflı güçsüzlük veya uyuşma,
konuşma güçlüğü ve bozukluğu, yüzde asimetri, çift görme, dengesizlik ve bilinç
seviyesinde değişiklikler gözlemlendiğinde inme belirtileri olabileceği
düşünülerek en kısa zamanda uygun tedavi merkezine başvurulmalıdır.
İNME
RİSKİNİ AZALTMAK İÇİN SAĞLIKLI YAŞAM ALIŞKANLIKLARI EDİNİN
» Yeterli ve dengeli beslenin.
» Düzenli fiziksel aktivite yapın.
» Yeterli sürede ve düzenli uyuyun.
» Sigara ve alkolden uzak durun.
İNMENİN
RİSK FAKTÖRLERİNDEN BİRİ SİGARADIR
Sigara
içmek inme riskini 2 kat artırır.
Kaynak: Sağlık Bakanlığı
İNMEDE ÇARE ERKEN
MÜDAHALE
SEAH
İnme Merkezi Sorumlusu Doç. Dr. Bilgehan Acar, sekiz yıldır faaliyet gösteren
İnme Merkezinde binin üzerinde hastaya hizmet verildiğini belirterek, kalıcı
sakatlık ve ölüm riski yüksek olan inmede erken müdahalenin hayati önem
taşıdığını dile getirdi.
Sakarya
Eğitim ve Araştırma Hastanesi (SEAH) İnme Merkezi Sorumlusu Girişimsel Nöroloji
Uzmanı Doç. Dr. Bilgehan Acar, 29 Ekim Dünya İnme Günü nedeniyle kalıcı
sakatlık ve ölüm riski bulunan inme hastalığıyla ilgili bilgiler verdi.
İnmeyle
mücadelede farkındalığı artırmanın önemli olduğunu belirten Acar, Ülkemizde son
yıllarda inmeye bağlı kalıcı sakatlık ve ölüm riskinin güncel tedavilerin
yaygınlaşmasıyla azalma eğilimine girdiğini ifade etti.
Bu
duruma rağmen yine de inme rahatsızlığının sıklığının artış gösterdiğine dikkat
çeken Acar “İnme, her yaşta görülebilmekle birlikte 60 yaş üstü bireylerde daha
sık görülüyor. Ayrıca yüksek tansiyon, şeker hastalığı, sigara kullanımı,
yüksek kolesterol düzeyi, sağlıksız beslenme, obezite, hareketsiz yaşam, aşırı
alkol tüketimi, madde kullanımı, kalp ritim bozuklukları, kalp kapak
hastalıkları gibi birçok neden inme için önemli risk faktörlerindendir. Bu risk
faktörlerinin farkında olmak ve tedavi etmek inme riskini azaltacaktır.” dedi.
İnmenin
birtakım belirtilerle aniden başladığını kaydeden Doç. Dr. Bilgehan Acar, en
sık görülen belirtiler arasında vücudun bir yarısında güçsüzlük, konuşmada
bozulma, ağızda kayma, dengesizlik, yürüme güçlüğü ve görme kaybının yer
aldığını söyledi.
Acar “Türk Beyin Damar Hastaları Derneği’nin ‘İnmede Çare
Erken Müdahale’ sloganı, inme kliniğinin ve erken müdahalenin önemini
vurgulamaktadır. İnme belirtileri ortaya çıkar çıkmaz hasta veya hasta
yakınının vakit kaybetmeden 112 acil çağrı merkezi ile iletişime geçmesi son
derece önemlidir. İnme önleme strajesini belirleyecek yöntemlerin aktif olarak
uygulanması inme riskine karşı bizleri güçlendirecektir. Bu nedenle düzenli
egzersiz yapmak, günlük on bin adım atarak yürüyüş yapmak, az tuzlu ve yağdan
fakir yiyeceklerin tüketilmesi, bol sebze ve meyve içeren Akdeniz tipi
beslenme, düzenli uyku, alkol ve sigaradan uzak durmak, varsa kronik
hastalıkların tedavisini aksatmamak inme riskini belirgin ölçüde azaltacaktır.”
diye konuştu.
Covid-19
gölgesinde geçen yaklaşık son üç yılda, dünya genelinde yapılan çalışmaların
inmenin, artan oranda devam ettiğini gözler önüne serdiğini vurgulayan Acar,
sözlerini şöyle sürdürdü:
“Covid-19 sürecinin getirdiği sınırlamalar ve
durağanlık söz konusu olsa da inmeyi tetikleyen risk faktörlerini ortadan
kaldırmadıkça hastalığın gelişmesine engel olunamayacaktır. Günümüzde inme
tedavisi artık sadece ilaçlarla yeterli kalmayıp uygun şartları sağlayan hasta
grubunda damardan uygulanan serum (trombolitik) tedavisi ve anjiyo yöntemiyle
beyinden pıhtının çıkarılması (mekanik trombektomi) işlemleri de
yapılabilmektedir. 2014 yılında SEAH’da İnme Ünitesi olarak başlayıp 2020
yılında T.C. Sağlık Bakanlığınca ‘İnme Merkezi’ olarak tescil edilen
merkezimizde binin üzerinde hastaya hizmet verip hasta ve yakınlarının inme ile
mücadelesinde 7 gün / 24 saat yanlarında olduk. Bu yaygın hastalığın
farkındalığını artırmak, koruyucu ve tedavi edici koşulların iyileştirilmesine
dikkat çekmek üzere 29 Ekim günü Dünya İnme Günü olarak ilan edilmiştir.
Cumhuriyetimizin yıldönümüne denk gelen bu özel günde millet olarak
egemenliğimizin ve birey olarak sağlığımızın kıymetini yeterince idrak
etmeliyiz.”