Uluslararası Epilepsi Günü (12 Şubat)
12 Şubat 2024

E P İ L E P S İ

Epilepsi, beyin hücrelerinin anormal elektriksel aktiviteleri nedeniyle oluşan bireyde değişik belirtilerle karakterize nöbetlerin tekraren oluştuğu bir nörolojik bozukluktur. Her nöbet epilepsi hastalığının belirtisi ortaya çıkmaz ve bazen altta yatan geçici hastalıkların bir belirtisi olarak gözlenebilir. Örneğin; ateşli hastalıklar, kafa travmaları ya da kan mineral düzeylerindeki bozukluklar nöbetlere neden olabilir. Bu durumlar, altta yatan bozukluk düzeltildiği zaman nöbetlerin sona ermesi nedeniyle, akut semptomatik nöbetler ismiyle anılırlar. Epilepsi hastalığı ise bu nöbetlerin kendiliğinden ya da birtakım uyaranlar ile (açlık, uykusuzluk, stres, uyarıcı ilaçlar gibi) tekrarlamaya meyilli olduğu bir hastalık durumunu ifade eder.


TÜRLERİ:
Genel (jeneralize) nöbetler:
Tüm beyin bölgelerini etkileyen ve başlangıçtan itibaren bilinç değişiminin olduğu ve kişinin etrafının farkındalığını yitirdiği nöbetlerdir.

Bu nöbetlerin alt türleri:
T
onik-klonik (grand mal) nöbetler
• 
Absans nöbetleridir (petit mal).  

Tonik-klonik nöbetler; ani bilinç kaybı, kas sertleşmesi, kasılması ve titreme ile karakterizedir. Bu nöbetler esnasında ağızdan köpük gelmesi, dil ısırması, morarma, idrar veya büyük abdest kaçırma oluşabilir.

Absans nöbetler ise kısa süreli bilinç kaybı ve etraf ile olan iletişimi kesmek gibi bulguların ön planda olduğu ve genelde saniyeler içinde sona eren nöbetlerdir. Genellikle çocuklarda gözlenen absans nöbetleri, özellikle okul başarısını olumsuz yönde etkiler.


Fokal (parsiyel) nöbetler:
Anormal elektriksel aktivitenin beynin belirli bir bölgesini etkilediği nöbetlerdir. Bu nöbetler de sıklıkla basit parsiyel ve kompleks parsiyel nöbetler olarak sınıflandırılırlar.

Basit parsiyel nöbetler; bilinç kaybı olmadan belirli kas hareketleri veya anormal algısal deneyimlerle karakterizedir.

Kompleks parsiyel nöbetler; bilinç kaybı ve anormal otomatik davranışlarla birlikte belirli kas hareketleri veya algısal deneyimlerle karakterizedir.


NEDENLERİ:
İdiyopatik Epilepsiler:
Belirgin bir neden olmaksızın ortaya çıkan ve genelde genetik faktörlerle ilişkilendirilen epileptik sendromlardır.

Simptomatik Epilepsiler:
Beyin hasarı, tümörler, enfeksiyonlar, travma gibi belirgin bir nedenle ilişkili ortaya çıkan ve kalıcı hasar nedeniyle nöbetlerin tekrar ettiği durumlardır.

Kriptojenik Epilepsiler:
Nöbet şekillerinin altta yatan bir beyin hasarını düşündürdüğü, ancak yapılan tetkikler ile (EEG, MRG, kan tetikleri gibi) nedenin belirsiz olarak kaldığı durumlardır.


TEDAVİLER:
İlaç Tedavisi:
Antiepileptik ilaçlar, güncel terim ile antinöbet ilaçlar, beyindeki anormal elektriki aktiviteleri baskılayarak, nöbetlerin sıklığını ve şiddetini azaltmaya yardımcı olabilir. Kullanılacak ilacın türü öncelikle altta yatan epilepsi hastalığı türü olmak üzere, bireyin cinsiyeti, yaşı, kilosu, mesleği, diğer sağlık sorunları ve kullandığı diğer ilaçlar da göz önünde bulundurularak seçilir.

Diyet Tedavisi:
Özellikle çocuklarda kullanılan ketojenik diyet, nöbetlerin kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir.

Cerrahi Tedavi:
İlaçlara yanıt vermeyen veya belirli beyin bölgelerinde nöbet kaynağı tespit edilen hastalarda cerrahi müdahale gerekebilir.

Nörostimülasyon:
Vagus sinir stimülasyonu veya beyin stimülasyonu gibi yöntemler, nöbetlerin kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir.


Epilepsi tedavisi her hastaya özgüdür ve birçok faktöre bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Hastalığın yönetimi, uzman bir nörolog tarafından yapılmalıdır. Ancak toplumdaki her bireye düşen temel görev, özellikle bilinç kaybı ile karakterize nöbetlerde, hastanın güvenliğini sağlamak (etrafta zarar verebilecek eşyaları uzaklaştırmak vb), yan yatar pozisyonda tutarak ağızdaki tükürük, yiyecek ve kusmuk gibi solunumu etkileyebilecek maddelerin soluk borusuna kaçmasına engel olmak ve 112 numaralı telefonu arayarak acil yardım talebinde bulunmaktır. Hastanın dilini dışarıya çıkarma amaçlı olarak ağız içine parmak ile ya da kaşık vb. aletler ile müdahale etmekten, hem hastaya bir yarar getiremeyeceğinden hem de hastaya ve uygulayan zarar verebileceği için kaçınılmalıdır.

Epilepsi hastalığı, hastaları bedensel anlamda etkilediğinden daha çok psikojenik ve sosyal açıdan etkileyebilmektedir. Özellikle hastalığın diğer bireyler tarafından olduğundan daha tehlikeli olarak algılanması, eğitim hayatı, mesleki ve sosyal hayatta gereksiz kısıtlılıkları da beraberinde getirebilmektedir. Bu hastalığa sahip olup, geçmişte ve günümüzde pek çok başarıya imza atmış ve halihazırda da atmakta olan bilim adamları, devlet başkanları, sporcular ve sanatçılar, hastalığın düzgünce kontrol altına alındığı durumda yaşamda herhangi bir handikaba neden olmadığının en güzel kanıtlarıdırlar.

Uluslararası Epilepsi Günü münasebetiyle, tüm hastalarımıza, hasta yakınlarımıza ve her daim tüm olanakları ile onların yanında olan sağlık çalışanlarımıza nice sağlıklı ve huzurlu yıllar temenni ediyorum.


Prof. Dr. Murat Alemdar
Nöroloji Kliniği
Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi






  • Uluslarası Epilepsi Günü (12Şubat)